- oturtmak
- В, Д1) сажа́ть, уса́живать (куда-л.)
sputniği yörüngesine oturtmak — вы́вести спу́тник на орби́ту
2) ста́вить3) посади́ть на мель (судно)4) опра́вить, вста́вить в опра́ву (драгоценный камень)
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
sputniği yörüngesine oturtmak — вы́вести спу́тник на орби́ту
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
oturtmak — i, e 1) Oturma işini yaptırmak Elini ayağını bağladım, bir köşeye oturttum. S. F. Abasıyanık 2) Koymak, yerleştirmek Kalemi aldım ve kâğıda yazının başlığını oturttum. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
rayına oturtmak — bir işi yoluna, yöntemine koymak, düzgün işler duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf oturtmak — karşı tarafa gerektiği yerde, beklenilmeyen bir durumda, esaslı ve gereken bir laf söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İCLAS — Oturtmak. Tahta çıkartmak. Padişahı tahta oturtmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
urnatmak — oturtmak, urnaşdırmak, yerleşdirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
olgutmak — oturtmak I, 260bkz: olhutmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
olhutmak — oturtmak I, 260bkz: olgutmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
İKAME — Oturtmak. Mukim olmak. Yerleştirmek. İskân eylemek. Bulundurmak. Meydana koymak. Vücuda getirmek. Dâva açmak. Ayağa kaldırmak. Kıyam etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
benmari — is., Fr. bain marie Bir kabı kaynar suya oturtmak yolu ile içindekini ısıtma veya eritme yöntemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
besi — is. 1) Yaşatmak ve geliştirmek için gereken besinleri yedirip içirme işi 2) Bir şeyi istenilen durumda tutmak veya oturtmak için kullanılan takoz vb. şeyler Birleşik Sözler besi doku besihane besi hayvanı besi örü besi suyu aşırı besi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bindirmek — i, e 1) Bir kimseyi bir şeyin üzerine çıkartmak, oturtmak veya içine yerleştirmek, binmesini sağlamak Kadınlar çocuklarını bayram yerinde bir salıncağa, bir atlıkarıncaya bindirmişlerdi. O. C. Kaygılı 2) e Taşıt, ön tarafından başka bir taşıta… … Çağatay Osmanlı Sözlük